Dünya’da yaşanan ekonomik sorunlar ve ihracata etkisi

Herkese Merhaba ,

Uzunca bir süredir dünya üzerinde etkisini hissettiren ekonomik belirsizlikler , ihracata önemli oranda negatif etkileri olduğunu gözlemlemekteyiz .

Bu haftaki yazımda bölgesel bazlı etki nedenlerini ele alarak konuyla ilgili yorumlarımı paylaşmaya çalışacağım.

Wall Street Journal’a (23 Ağustos 2023) göre, yüksek fiyatlar ve yavaşlayan küresel ekonomik büyüme, Japonya, Avrupa ve ABD’de Ağustos ayı iş faaliyetlerinin düşmesine neden oldu. ABD ekonomisi son iki çeyrekte daraldı; bu teknik olarak resesyona işaret ediyor ve hem Japonya’da hem de Avustralya’da özel sektör faaliyetleri düştü. Avrupa’daki ticari faaliyetler de üst üste iki ay boyunca düşüş gösterdi.

Küresel üretim üst üste üç ay boyunca düştü ve küresel stok fazlası, üretimin yakın zamanda ciddi anlamda devam etmeyeceğini gösteriyor. Almanya ve Fransa’da Satın Alma Yöneticileri Endeksi rakamları salgının ilk çeyreğinden bu yana en düşük seviyelerinde. Wall Street Journal’a göre yakın gelecekte gerçek bir geri dönüş belirtisi görünmüyor: “Barclays’teki ekonomistler, avro bölgesi ekonomisinin bu çeyrekte büyümesini ve ardından bu yılın son üç ayında ve 2024’ün üçüncü çeyreğinde daralmasını bekliyor.”

Dünya çapında artan fiyatlar, Ukrayna’daki savaşa bağlı Avrupa’daki enerji kıtlığı tehdidi ve devam eden kuraklık nedeniyle ABD ve Avrupa’da enerji üretiminin azalmasıyla birlikte, dünyanın finansal geleceği kasvetli görünüyor. Kutsal Kitap’ın son zaman kehaneti, Almanya’nın önderliğindeki bir ekonomik güç Avrupa’da yükselip dünyayı geçici bir ekonomik refah dönemine sokmadan önce küresel finansın zor duruma gelebileceğini gösteriyor .

 

Ekonomik belirsizliklerin ihracata etkisi genellikle karmaşıktır ve birçok faktörden etkilenebilir. İhracatı etkileyen ana unsurlardan bazıları şunlardır:

  1. Talep Azalması: Ekonomik belirsizlikler genellikle tüketici ve işletmelerin harcama kararlarını ertelemelerine veya azaltmalarına neden olabilir. Bu durum, ithalat talebinde bir düşüşe yol açabilir ve ihracatı olumsuz etkileyebilir.
  2. Döviz Kuru Dalgalanmaları: Ekonomik belirsizlikler, döviz kurlarında dalgalanmalara neden olabilir. Bir ülkenin para biriminin değerindeki ani düşüşler veya yükselişler, ihracatçıların rekabet gücünü etkileyebilir. Para biriminin değerindeki düşüş, ihracatçıların mallarını daha rekabetçi hale getirebilirken, değerindeki artış ihracatı olumsuz etkileyebilir.
  3. Finansman ve Ticaret Riskleri: Ekonomik belirsizlikler, ticaret finansmanına erişimi ve ticaret sigortası maliyetlerini etkileyebilir. Bankalar ve sigorta şirketleri, belirsizliklerin artmasıyla ticaret işlemlerine daha dikkatli bir yaklaşım benimseyebilir, bu da ticaret maliyetlerini artırabilir.
  4. Hedef Pazarlarında Ekonomik Durum: İhracat yapan bir ülkenin hedef pazarlarında yaşanan ekonomik belirsizlikler, ihracatı etkileyebilir. Örneğin, bir ülkenin ana ihracat pazarlarında yaşanan durgunluklar veya resesyonlar, ihracatçıların satışlarını azaltabilir.
  5. Politik Faktörler: Ekonomik belirsizlikler genellikle politik belirsizliklerle birlikte gelir. Siyasi gerilimler veya belirsizlikler, ticaret politikalarında değişikliklere ve korumacı önlemlere yol açabilir, bu da ihracatı olumsuz etkileyebilir.

Dünya çapında yaşanan ekonomik sorunlar, genellikle küresel ticaret ve ihracatı etkiler ve bu etki genellikle ülkeler arası ticaret hacimlerindeki değişiklikler şeklinde kendini gösterir. İşte bazı yaygın ekonomik sorunlar ve bunların ihracata olan etkileri:

  1. Durgunluk ve Rezilasyonlar: Ekonomik durgunluklar ve resesyonlar, genellikle tüketici harcamalarında azalmaya, işsizlik oranlarında artışa ve genel olarak ekonomik belirsizliğe yol açar. Bu durum, ithalat talebinde düşüşlere neden olabilir ve ülkeler arası ticaret hacimlerini azaltabilir.
  2. Para Birimi Dalgalanmaları: Para birimlerinin değerindeki dalgalanmalar, dış ticarette fiyat dalgalanmalarına neden olabilir. Bir ülkenin para biriminin değer kaybetmesi, o ülkenin ihracatını teşvik edebilirken, değer kazanması ise ihracatı olumsuz etkileyebilir.
  3. Ticaret Savaşları ve Korumacılık: Ülkeler arasındaki ticaret savaşları veya artan korumacılık politikaları, ithalat ve ihracatı etkileyebilir. Tarifelerin artırılması veya kotaların uygulanması, ihracatı azaltabilir veya ticaret ortamını zorlaştırabilir.
  4. Finansal Krizler: Büyük finansal krizler, genellikle küresel ticareti olumsuz etkiler. Bankacılık krizleri ve mali sistemin çöküşü, ticaret finansmanı erişimini kısıtlayabilir ve işletmelerin ticaret yapmasını zorlaştırabilir.
  5. Enerji ve Hammaddelerin Fiyatları: Enerji ve diğer hammaddelerin fiyatlarındaki dalgalanmalar, ihracatı etkileyebilir. Özellikle enerji yoğun sektörler için enerji fiyatlarının artması, üretim maliyetlerini yükseltebilir ve rekabet gücünü azaltabilir.
  6. Politik Belirsizlikler: Siyasi belirsizlikler, ticaret ortamını etkileyebilir. Özellikle uluslararası anlaşmazlıklar veya politik gerilimler, ticaretin akışını olumsuz yönde etkileyebilir ve ihracatı azaltabilir.

Bu gibi ekonomik sorunlar, ihracatçıları ve ithalatçıları dikkatli olmaya ve değişen ekonomik koşullara uyum sağlamaya teşvik eder. Esneklik, çeşitlendirme ve küresel pazarlara erişim, bu tür zorluklarla başa çıkmak için önemli stratejiler olabilir.

Bölgesel bazlı sorunları ele alalım.

Amerika Birleşik Devletleri

Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan güncel resesyon, genellikle küresel ekonomi üzerinde önemli bir etkiye sahip olmaktadır. ABD, dünya ekonomisinin büyük bir parçasını oluşturduğu için, Amerika’daki ekonomik durgunluklar dünya genelindeki diğer ekonomileri de etkileyebilir. İşte Amerika’da yaşanan bir resesyonun olası etkileri:

  1. Küresel Ticaret ve İhracat: ABD ekonomisinde yaşanan bir resesyon, dünya genelindeki ticaret hacmini azaltabilir. ABD, dünya ticaretinin önemli bir oyuncusudur ve ABD’nin iç talebindeki azalma, ithalat talebini etkileyebilir ve diğer ülkelerin ihracatını olumsuz etkileyebilir.
  2. Finansal Piyasalar: ABD’deki ekonomik durgunluklar genellikle küresel finansal piyasalarda dalgalanmalara neden olur. ABD hisse senedi piyasalarındaki düşüşler, dünya genelindeki yatırımcıların risk iştahını azaltabilir ve diğer ülkelerin borsalarını etkileyebilir.
  3. Emtia Fiyatları: ABD’deki ekonomik belirsizlikler, emtia fiyatlarında dalgalanmalara neden olabilir. Özellikle enerji ve tarım ürünleri gibi emtia fiyatları, ABD ekonomisindeki talep değişikliklerinden etkilenebilir ve dünya piyasalarında fiyat dalgalanmalarına yol açabilir.
  4. Döviz Kurları: ABD doları genellikle dünya rezerv para birimi olarak kabul edilir ve ABD’deki ekonomik belirsizlikler, döviz kurlarında dalgalanmalara neden olabilir. ABD dolarının değerindeki değişimler, diğer ülkelerin para birimlerine karşı değerinde dalgalanmalara yol açabilir.
  5. Küresel Ekonomik Büyüme: ABD ekonomisinde yaşanan bir resesyon, küresel ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir. ABD, dünya ekonomisinin önemli bir lokomotifidir ve ABD ekonomisindeki zayıflık, diğer ülkelerin ekonomik büyümesini engelleyebilir.
  6. Küresel Politikalar ve İç Politikalar: ABD’deki ekonomik durgunluklar genellikle Amerika’nın dış politikasını ve iç politikalarını da etkiler. Özellikle ABD’nin ticaret politikalarındaki değişiklikler, diğer ülkelerle olan ilişkileri etkileyebilir ve küresel ticaret ortamını değiştirebilir.

Bu etkiler, Amerika’daki ekonomik durgunlukların küresel ekonomi üzerindeki karmaşık etkileri olmaktadır.

 

Avrupa’da Resesyon

Avrupa’da yaşanan resesyonlar, bölgedeki ekonomik faaliyetlerde genel bir durgunluğa ve ekonomik göstergelerde negatif bir büyüme trendine işaret eder. Son resesyon, genellikle Avrupa Birliği’nin (AB) veya Euro Bölgesi’nin bir ülkesindeki ekonomik performansın negatif büyümeyle karakterize edilmesiyle tanımlanır. Resesyonlar genellikle tüketim harcamalarında azalma, işsizlik oranlarında artış, yatırım azalması ve genel olarak ekonomik belirsizlik gibi etkilerle birlikte gelir.

Avrupa’da yaşanan resesyonlar, genellikle Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Avrupa Komisyonu gibi kuruluşların müdahaleleriyle yönetilmeye çalışılır. Para politikası gevşetme, mali teşvikler ve yapısal reformlar, ekonomik toparlanmayı teşvik etmek için sıklıkla kullanılan araçlardır. Ayrıca, Avrupa’daki ülkeler arası iş birliği ve dayanışma da resesyonların etkileriyle başa çıkmada önemli bir rol oynar.

Afrika’da Resesyon

Afrika’da yaşanan güncel resesyon, kıtadaki ekonomik faaliyetler üzerinde ciddi etkilere sahip olmaktadır. Afrika’daki ekonomik durum, genellikle kaynak bağımlılığı, siyasi istikrarsızlık, iç çatışmalar, altyapı eksiklikleri ve diğer yapısal zorluklar nedeniyle zaten hassastır. Bir resesyon durumunda, bu zorluklar daha da derinleşebilir. İşte Afrika’da yaşanan bir resesyonun olası etkileri:

  1. Ekonomik Büyüme Düşüşü: Afrika’da yaşanan bir resesyon, bölgedeki ekonomik büyümeyi önemli ölçüde azaltabilir veya tersine çevirebilir. Bu, işsizliğin artmasına, gelir düzeylerinin düşmesine ve yoksulluğun yayılmasına neden olmaktadır.
  2. İşsizlik Artışı: Ekonomik daralma, işsizlik oranlarında artışa neden olabilir. Afrika’da birçok kişi zaten işsiz veya altıda çalışıyor ve bir resesyon durumunda bu durum daha da kötüleşebilir.
  3. Dış Yardım Azalması: Afrika’da bir resesyon, dış yardıma olan bağımlılığı artırabilir. Ancak, küresel ekonomik zorluklar nedeniyle dış yardımların azalması veya kesilmesi, kıtadaki kırılgan ekonomileri daha da olumsuz etkilemektedir.
  4. Ticaret ve İhracat Azalması: Afrika ülkelerinin birçoğu, doğal kaynaklarını ihraç ederek gelir elde etmektedir. Bir resesyon durumunda, küresel talepteki azalma, Afrika’nın ihracatını ve dış ticaret gelirlerini olumsuz etkilemektedir.
  5. Yatırım Azalması: Ekonomik belirsizlikler, Afrika’daki yabancı doğrudan yatırımları (FDI) azaltabilir. Bu da, bölgedeki altyapı gelişimi, sanayileşme ve istihdam yaratma çabalarını olumsuz etkilemektedir.
  6. Sosyal Huzursuzluklar: Ekonomik daralmalar, sosyal huzursuzluklara ve politik istikrarsızlığa yol açabilir. Özellikle işsizlik ve gelir eşitsizliği gibi ekonomik sorunlar, toplumsal gerilimleri artırabilir ve iç çatışmalara yol açmaktadır.

Özellikle 3 büyük bölgeyi ele almak istedim , dünya ekonomisine ana etkilerinden dolayı etkileri belirtmeye özen gösterdim .

Son olarak ülkemizin güncel durumunu ve etkilerini ele almaya çalışalım ;

Türkiye’de Resesyon ;

Türkiye’de güncel resesyon, ekonomik büyümenin negatif bölgeye düştüğü ve işsizlik oranlarının arttığı bir dönem olarak yorumlayabiliriz.Türkiye’de ki güncel resesyonun nedenleri ve etkileri çeşitli faktörlere bağlı olabilir:

  1. Ekonomik Dengesizlikler: İşsizlik oranlarının yükselmesi, enflasyonun artması, cari açığın büyümesi gibi ekonomik dengesizlikler, Türkiye’de resesyonun belirtileri olabilir. Bu dengesizlikler, ekonomik büyümeyi olumsuz etkilemektedir.
  2. Dış Faktörler: Uluslararası ekonomik koşullar, Türkiye’deki ekonomik durumu önemli ölçüde etkileyebilir. Örneğin, küresel durgunluklar veya büyük ticaret ortaklarının ekonomik sorunları, Türkiye’nin dış ticaretini ve dolayısıyla ekonomik büyümeyi olumsuz etkilemektedir.
  3. Doğal Afetler; Özellikle 2023 yılında yaşadığımız depremin etkileri onlarca yıl ekonomiye yansımaları malesef devam edecektir, bu gerçeği her zaman göz önünde bulundurmamız önemlidir.

Özetle ; 2024 yılını Resesyon Yılı olarak yorumlamak yanlış olmaz diye düşünüyorum.

Bu süreçte biz ihracatçıların daha ofansif & agresif bir yapıda çalışmalarımıza hız vermemizin işletmeler ve ülke ekonomisi için can alıcı düzeyde olduğunu düşünmekteyim. Tüm meslektaşlarıma başarılar dilerim.

İlginiz için teşekkür ederim,

Mahmut Sami SAKA

09.04.2024

No Comments

Post A Comment