
14 Eyl Uzaktan Çalışma Modeli: Avrupa Başardı, Türkiye’de Neden Kalıcı Olamadı?
Pandemi, tüm dünyada iş yaşamını derinden değiştirdi. Avrupa ülkeleri bu değişimi kalıcı bir fırsata dönüştürürken, Türkiye uzaktan çalışma modelini yalnızca bir geçici dönem olarak yaşadı. Peki neden? Bu yazıda Avrupa’dan örneklerle Türkiye’nin kaçırdığı fırsatları, yapısal sorunlarını ve geleceğe dair atılması gereken adımları ele almaya çalıştım , iyi okumalar.
Uzaktan Çalışma Modeli: Avrupa Başardı, Türkiye’de Neden Kalıcı Olamadı?
Pandemi süreci, dünya iş hayatında belki de son 50 yılın en köklü dönüşümünü beraberinde getirdi. Birçok şirket, alışkanlıklarını değiştirmek zorunda kaldı; ofislere kapanmış iş yaşamı, bir anda evlerden yürütülür hale geldi. Bu yeni modelin adı uzaktan çalışma ya da popüler tabiriyle “home office” oldu. Ancak süreç ilerledikçe farklı coğrafyaların bu dönüşümü farklı derecelerde benimsediği ortaya çıktı. Avrupa ülkeleri, uzaktan çalışmayı bir fırsat olarak görüp kalıcılaştırırken, Türkiye’de bu modelin kalıcılaşamadığı dikkat çekiyor.
Avrupa’da Uzaktan Çalışmanın Dönüşümü
Avrupa’nın birçok ülkesinde pandemi sonrası dönem, adeta “çalışma kültürünün yeniden tasarlandığı” bir dönem oldu.
-
Hollanda: Avrupa’da uzaktan çalışmanın öncüsü kabul edilen Hollanda’da, hükümet iş kanununu değiştirerek çalışanlara uzaktan çalışma talebinde bulunma hakkı verdi. İşverenler, makul gerekçeler olmadan bu talebi reddedemiyor.
-
Almanya: Özellikle beyaz yaka sektörlerde şirketlerin %60’tan fazlası hibrit modeli benimsedi. Siemens, SAP gibi devler çalışanlarına haftanın en az 2-3 günü evden çalışma hakkı tanıyor.
-
İskandinav Ülkeleri: İsveç, Norveç ve Finlandiya’da uzaktan çalışmanın yalnızca iş-yaşam dengesine değil, aynı zamanda çevresel etkilere de olumlu katkıları olduğu vurgulandı. Daha az araç kullanımı, daha az trafik ve daha düşük karbon salınımı, bu ülkelerde uzaktan çalışmayı aynı zamanda bir çevre politikası haline getirdi.
-
Fransa: Büyük şirketler, çalışan memnuniyetini artırmak için uzaktan çalışmayı teşvik etti. Paris gibi büyük şehirlerde yaşam maliyetleri yüksek olduğundan, çalışanların banliyölerden uzun yolculuklarla işe gelmesini gerektirmeyen bir sistem yaygınlaştı.
Avrupa’da ortaya çıkan tablo şuydu: Uzaktan çalışma, yalnızca geçici bir çözüm değil; geleceğin iş modeli olarak görülüyordu.
Türkiye’de Neden Kalıcılaşmadı?
Türkiye’de ise uzaktan çalışma, pandemi süresince zorunlu olarak uygulandı ancak sonrasında hızla terk edildi. Bunun ardında birden fazla faktör yatıyor:
1. Güven ve Kontrol Sorunu
Türkiye’de birçok işveren için verimlilik, çalışanın “göz önünde olmasıyla” ölçülüyor. Çalışanın ofiste bulunmaması, işverenlerde “iş yapılmıyor” algısını yaratıyor. Bu, köklü bir güven problemi olduğunun işareti.
2. Yetersiz Dijital Altyapı
Avrupa’nın çoğu ülkesinde hızlı internet erişimi bir temel hak gibi görülürken, Türkiye’de özellikle büyük şehirler dışındaki bölgelerde internet kalitesi hâlâ ciddi bir sorun. Uzaktan çalışmanın verimli yürütülmesi için gerekli dijital altyapı tam anlamıyla oluşturulamadı.
3. Kültürel Farklılıklar
Türkiye’de iş kültürü büyük ölçüde yüz yüze iletişime ve hiyerarşik ilişkilere dayanıyor. Çalışanların ofiste bulunması, yöneticiler için “otoritenin hissedilmesi” açısından kritik görülüyor. Bu kültürel yapı, uzaktan çalışmanın kalıcı olmasını zorlaştırdı.
4. Yasal Düzenleme Eksikliği
Avrupa’da uzaktan çalışmayı destekleyen güçlü yasal düzenlemeler yapılırken Türkiye’de bu alanda kalıcı bir mevzuat eksikliği dikkat çekiyor. Çalışanın haklarını, işverenin yükümlülüklerini ve evden çalışma koşullarını netleştiren yasalar olmadığı için model, sistematik bir zemine oturamadı.
5. Sektörel Bakış Açısı
Sanayi üretimi ve sahada bulunmayı gerektiren işlerde uzaktan çalışmanın uygulanabilirliği sınırlı. Ancak yazılım, içerik üretimi, danışmanlık, tasarım gibi sektörlerde de uzaktan çalışma yerine ofise dönüş baskısının olması, Türkiye’nin fırsatı kaçırmasına neden oldu.
Avrupa ile Türkiye Arasındaki Farklar
Avrupa’da şirketler uzaktan çalışmayı bir maliyet avantajı, bir verimlilik unsuru ve bir çalışan motivasyon aracı olarak gördü. Türkiye’de ise bu model daha çok “pandemi günlerinin geçici zorunluluğu” gibi algılandı.
-
Avrupa’da ofis giderleri ciddi oranda azaltıldı. Türkiye’de ise ofis, hâlâ şirketlerin “prestij” unsuru olarak görülüyor.
-
Avrupa’da çalışan memnuniyeti stratejik öncelik haline geldi. Türkiye’de ise çalışan memnuniyeti çoğu kez maliyet ve kontrol kaygılarının gerisinde kaldı.
-
Avrupa’da çevre politikalarıyla bağ kuruldu. Türkiye’de bu bağ neredeyse hiç kurulmadı.
Türkiye İçin Ne Yapılmalı?
Oysa Türkiye için de uzaktan çalışma, kaçırılmaması gereken bir fırsat. Doğru şekilde uygulandığında hem ekonomik hem sosyal faydaları olabilir:
-
Belli Sektörlere Yoğunlaşmak: Yazılım, tasarım, içerik üretimi, satış , pazarlama , danışmanlık gibi sektörlerde uzaktan çalışma modelini yaygınlaştırmak.
-
Yasal Zemin Hazırlamak: Avrupa’daki örnekler incelenerek işçi ve işveren haklarını koruyan kapsamlı mevzuatlar hazırlanmalı.
-
Altyapıyı Güçlendirmek: Hızlı internet erişimi, yalnızca büyük şehirlerde değil tüm ülkede standart hale getirilmeli.
-
Kültürel Dönüşüm: İşverenlerin “çalışanı görmezsem iş yapmıyordur” anlayışını bırakıp, sonuç odaklı bir bakış açısına yönelmesi sağlanmalı.
-
Genç Nesillerin Talepleri: Yeni kuşak, esnek ve özgür çalışma modellerini talep ediyor. Türkiye’nin küresel yetenekleri elde tutabilmesi için bu beklentilere cevap vermesi şart.
Kaçırılan Bir Fırsat Ama Geç Değil
Türkiye, uzaktan çalışma modelini kalıcı hale getirme fırsatını pandemi sonrası kaçırmış olabilir. Ancak bu, tamamen kaybedilmiş bir şans değil. Doğru politikalar, güçlü altyapı ve kültürel dönüşüm ile Türkiye de Avrupa’daki örnekler gibi uzaktan çalışmayı iş yaşamının kalıcı bir parçası haline getirebilir.
Çünkü çağımızda “çalışmak” yalnızca fiziksel olarak bir ofiste bulunmak değil; yaratıcılığı, verimliliği ve özgürlüğü merkeze alan bir süreçtir. Türkiye bu dönüşümü ne kadar erken benimserse, geleceğin iş dünyasında o kadar güçlü bir pozisyon elde edecektir.
Unutmayalım ki ; Yapay zekâ destekli teknolojilerin hızla gelişmesiyle birlikte iş süreçleri giderek daha dijitalleşiyor; bu dönüşüm yalnızca verimliliği artırmakla kalmayacak, aynı zamanda çalışma kültürünü de kalıcı biçimde değiştirerek, home office ve esnek çalışma modellerini geleceğin iş dünyasında kaçınılmaz bir standart haline getirecek .
İlginiz için teşekkürler ,
14.09.2025
Mahmut Sami SAKA
No Comments